15 Mart 2018 Perşembe

Neydi Günbatımı ?




    Gündüzün hareketli, hızlı ve çoğu zaman gökyüzüne bakıp iki dakika dahi mola veremeyecek kadar yoğun geçtiğini biliriz. Gecenin ise gündüze oranla bi o kadar sakin,  senin kendini dinleme fırsatını sana bolca verdiğini ve karşılığında tüm sessizliğini koruyabildiğini biliyoruz. Gündüz ne kadar kalabalıksa gece o kadar yalnız. Gündüz ne kadar gürültülüyse gece o kadar sessiz. Ya da başka bir deyimiyle gündüz ne kadar konuşuyor, duyuyor ve dinliyorsan sesleri; gece de ona benzer. Tek fark bu sefer içten içe konuşan sensin, dinlediğin ise iç sesin.. Basit özetle, bence, gündüz ile gecenin tanımı bu. Bir de ikisinin arasında bir yer var köprü görevini gören. Günbatımı ya da doğumu. Tam olarak bir geçiş evresi sanki. Günün yorgunluğunu en çok hissettiğin ama gecenin sakinliğini de bir taraftan duymaya başladığın o kısa dönem. Gökyüzünün en güzel manzarasını görebileceğiniz zaman dilimi. Benim için ne gündüz ne de gece kadar net bir tanımı ifade eden, bir nefes alıp gökyüzüne bakmayı aklımıza getirdiğimiz tek an. Ya da bazen tanımı bile yapılamayacak kadar güzel manzaralar ortaya çıkartan; güzel, doyumsuz vb aklıma dahi gelmeyen anlık hisleri bize yaşatan o tanımsız köprü misali şey.. Evet, sanırım tam olarak bu. .

Çanakkale Albümü










Çanakkale Gezisi


  
      Çanakkale gezimizi anlatmak istiyor ama nereden başlayacağımı bilemiyorum. Benim için çok farklı bir anlam ifade eden bir yer Çanakkale. Öncesinde de öyleydi fakat gidip her şeyi yerinde görmek, dinlerken birebir gözümde canlanması ve hislerimin tarifsizliği bu sefer bambaşkaydı. 
   
   Çanakkale Zaferimizin gerçekleştiği ve daha sonra Tarihi Milli Park ilan edilen Gelibolu Yarımadası'nın olabildiğince her köşesinde bulunmaya çalıştık. Öncelikle Atatürk Evi'nin bulunduğu Bigalı Köyü'ne gittik. Restorasyon aşamasında olduğu için evi gezemesek de bulunduğu köyün milli mücadeleyi yansıtması ve köy sakinlerinin gururla misafirlere ev sahipliği yapması görülmeye değerdi. Daha sonra savaştaki öneminin çokça bilindiği Conkbayırı tepesine gittik. Yarımadanın batı sahili kesiminde yer alan bölgede, Çanakkale Savaş'ındaki düşman askerlerinin gemilerle karaya yanaşmasından tutun da karada izledikleri yol ve askerimizin düşmanı püskürtmesi hep gözümde canlandı. Rehberimizin anlatımıyla bir nebze de olsa savaşı yaşamış ve Conkbayırı Cephesi'nde izlenen yolu anlamış olduk. Şimdilerde temiz mavi bir deniz ve karasında yeşilliğin hakim olduğu Conkbayırı'n bir de savaş halini hissetmiş olduk. Mustafa Kemal Atatürk'ün göğsüne saplanan şarapnel parçasıyla ölümden döndüğü yeri ve yine Atatürk'ün Gözetleme Yeri'ni de Conkbayır'da görüp oradan ayrıldık. 57. Piyade Alayı Sehitliği'ne gidip oradaki şehit atalarımızı ziyaret ettik. 57. Alayın tarih sahnesine çıktığı olayı, Atatürk ile askeri birlik arasında geçen diyaloğu ve Atatürk'ün tarihe kazınan "Ben size saldırıyı emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum." sözlerini yerinde, rehberimizden dinledik. 57. Alay Şehitliği, Gelibolu Yarımadası'nda bulunan birçok şehitlikten sadece biri. 56 yerli anıt ve şehitlik, 36 yabancı mezar ve anıtlar bulunan yarımadada; resmiyette 60.000 şehidimiz gayriresmi olarak ise 253.000 şehidimiz yatmaktadır. Yine 250.000'i aşkın İngiliz, Fransız, Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin gömülü olduğu alanları içine alan Milli Park, bugün bütün dünyaya barışın değerini anlatmaktadır. Ve büyük bir ortak ruhla kazanılan, büyük bir milli mücadeleyi gözler önüne sermektedir. Gezimiz boyunca savaşta önemi olan birçok yer görüp orada yaşanılanları dinledik. Gerçek kahramanların gerçek hikayeleriydi dinlediklerimiz. Üsteğmen Nazif Çakmak Anıtı, Seyit Onbaşı Anıtı, diğer şehitlikler ve anıtları ziyaret ettik. İsimsiz kahramanları andık. Son durağımız, Çanakkale Şehitler Abidesi idi. Şehitlerimizin anısına inşa edilen abide(anıt) dört sütun üzerine oturtulmuş ve milletimizin sağlam temellere dayandığını ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Uzaktan bakıldığında ise ' M ' harfi olarak gözüken anıt, Mehmetçiği temsil etmektedir. Anıtın bulunduğu alanda 60.000 şehidimizin isimlerinin tek tek yazılı olduğu sembolik mezarlar yapılmıştır. En çok yürek burkan ve savaşın, daha doğrusu düşmanın ne denli kötü olduğunu ortaya koyan bir anıt vardı ki, beni en çok etkileyenlerden biri oldu. Meçhul asker anıtı. Sırf hatıra olsun diye düşman askeri tarafından senelerce saklanan şehidimizin kesik başı; 2003 yılında şehitler mezarlığına defnedilmiş ve ismi belirlenemediği için Meçhul Asker anıtı olarak adlandırılmıştır. Bu ve bunun gibi bir sürü hikaye. Ve öğrendiklerimiz sadece bilinenler. Bilinmeyen yüzlerce kahramanlık ve her şeyiyle ortaya konulan büyük bir milli mücadele. Savaşın büyük komutanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi, "Türk Askerindeki ruh kuvveti, hayret ve tebrike değerdir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek ruhtur." Evet, her şeyiyle bu ortak yüksek ruh. İşte Çanakkale'nin bana kattıkları..
       
       Olabildiğinceher yeri fotoğraflamaya ve dinleyip öğrendiklerimi burada sizlerle paylaşmaya çalıştım. Ayrıntılı anlatmaya çalışsam da mutlaka atladığım yerler olmuştur. İnşallah,   bir başka Çanakkale gezisinde daha fazlasını edinip yine burada öğrendiklerimi paylaşma, hislerimi sizlere aktarma fırsatı bulurum.. Aziz şehitlerimizin bu vatan topraklarında özgürce yaşayabilmemiz için verdikleri tüm mücadeleye minnet duyuyor ve tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum.

For Nature