19 Haziran 2017 Pazartesi

Gelenekler(!) Güzeldir

Gelenekler(!) güzeldir..
Gecenin bir yarısında sesler geliyor. Davulcu abi vurdukça vuruyor davula. Sanki düğün var :) Uyuyanların o sesle uyanması bir yana, benim gibi uyumayanların da gecenin o saatinde o sesi işitmesi, değişik, güzel bir his veriyor insana. Diğerlerinden daha farklı bir ayda olduğunu hissettiriyor. Sanırım düzenli olarak on iki, belki de on üç yaşımdan beri tutuyorum orucumu. Kaç yıl oldu ama şu yaşıma kadar hiçbir Ramazan'da sahur vakti davul sesiyle uyanmadım. Hep merak ediyor, çoğu kez, keşke burada da olsaydı, dediğimi biliyorum.. Belli başlı kavramlar, aklımıza ya da yaşantımıza yerleşmiş olgular var. Ramazan deyince insanın aklına neler gelirdi ki; sahur vakti, iftar saati, hurma, büyük ve özenli iftar sofraları, bir araya gelen aileler, kalabalıklar ve tabikii davul sesi. İnsan, o saatte davul sesi duymaya özenir mi, özeniyordum işte 😄 Tabii küçüktüm.. Bana hep eskide kalan, farklı, unutulmuş bir gelenek gibi gelirdi. Acaba hâla böyle şeyler yapanlar var mı diye sorardım kendime. Hatta, hiç yapılmış mı, yoksa reklamlarda ya da bilbord ve afişlerde prim yapma amaçlı kullanılan, hiç olmadı Hacivat ve Karagöz'de zaman dolsun diye gösterilen, araya sıkıştırılmış bir araç mıydı? Komik mi olurdu o saatte? Ya da kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz canım'cılar için absürt ve gereksiz mi olurdu? Belki. Evet belki çok katlı gökdelenlerin arasındaki geniş caddelerde, bir davulcunun insanları uyandırmaya çalışması saçma olurdu. Ya da gecenin geç saatlerinde, sahur harici uğraşlar için herkesin ayakta olduğu bir kalabalıkta insanların uyandırılması(!), sanırım bu daha da saçma olurdu.. Genç yaşımıza rağmen bizlerin bile arada kullandığı bir söz var(artık kalıplaştı) "Nerede o eski Ramazanlar". Sahi neredeler? En basitinden; bunu söyleyen insanların bile, o eskiyi özleyen insanların; davulları köy, kasaba ya da dar sokaklara, mahallelere göndermesi, belki de eskiyi unutturan onca şeyden sadece biridir.
Bunun için bir gelenekti diyelim. Belki yüz, hatta daha da geriye çekersek bi elli yıla kalmadan tamamen yok olacak bir gelenek. Kaybolan bir kültür! Evet, üzücü olan şu ki, sürekli gelişen dünyada ve yenilikçi bir çağda; değişimi de olağan olan geleneklerin ve kültürün, bu değişiminde ki boyutlarını aşması ve zamanla yok olması. Eski'nin samimiyetini gösteren bu güzelliklerin bir bir aramızdan ayrılması.. Maalesef, gerçekten de üzücü olan tek şey, bu.

Duyduğum sesin bende yarattığı heyecanla yazdığım bir yazı oldu. Galiba 40+ yaşıma da gelsem bu heyecan, bu his benden gitmeyecek, gitmesin de.. Heyecanla ve mutlulukla başlayıp sonu umutsuz ve üzücüye doğru giden yazıma rağmen, dileyeceğim tek şey; bol davul sesli sahurlar ☺️ Sağlıcakla kalın✋

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

For Nature