5 Eylül 2018 Çarşamba

Günler Gitgide Kısalıyor



         
"Günler gitgide kısalıyor,
Yağmurlar başlamak üzre.
Kapım ardına kadar açık bekledi seni.
Niye böyle geç kaldın?"

Şu satırlar okudukça dokunuyor bana. Sanki her kelimeyi benimsemiş her harfi özümsemişim. Sanki gerçekten çok beklemiş ardına kadar açmış kapıyı umudu tüketmemişim. Hala geleceğinden eminim özlediklerimin. Geç kaldın diye sitem etmekten başka bir şey de gelmiyor ellerimden. Gelseler sarılacağım, sıkı sıkı sarılıp unutacağım sitemi falan ve kitleyip kapıyı asla bırakmayacağım sanki geleni.. Bir cümle, yalnızca bir cümle nasıl olur da bu kadar güzel anlatır, hissettirir, çaresizliği. Günler gitgide kısalıyor.. Zamana dur diyemezken özlem her geçen gün artıyor sanki. Birikiyor durmadan. Bu bahar da gelmedin bak yağmurlar başlamak üzre.. Yeri geliyor zamanın yanında mekanda da bölünüyorum. Her bir parçam ilmek ilmek oluyor ve dağılıyor. Aklım bir yerde, kalbim bir yerde, bedenim bir yerde. Yeri geliyor onlar bile parçalanıyor. Aynı anda iki üç yerde aklım, bir iki yerde kalbim varken buluyorum kendimi. Bedense yetişebildiğine sarılıyor her kapıya. Bu kadar zor olmamalı diyorum. Hepsini bir yere toplamak, sadece bir yerde bulunmak her şeyinle, aklınla ve kalbinle. Bu kadar zor olmamalı diyorum ama olmuyor. Kapım ardına kadar açık bekliyor hep ama gelenler hep eksik. Geç kaldın diyorum ve buna rağmen gelmeyenler de var. Demek ki sitem yetersiz kalıyor..
.
"Fakat işte, ballı meyveler;
dallarında olgun, diri duruyor.
Koparılmadan düşeceklerdi toprağa,
biraz daha gecikseydin eğer..."

Başka dizeler var bu sefer. 'Geldiğinin göstergesi demek ki' diyorum onlar için. O yüzden onları çok benimsemiyor henüz içselleştirmiyorum. Yabancı geliyorlar bana. Her kelimesini oturtmak için zaman var daha. Geç kaldın'ın devamı, biraz daha geciktiğinin, gecikeceğinin çağrışımcısılar. Eninde sonunda geleceğini müjdeliyorlar bana. Ama çok geç kalacağını da.. Çok yağmurlar yağmış, çok hüzünler çökmüş diyorum açık kapılarda beklediğim eşiklerde. Çok ağaç çiçek açmış da meyveler vermiş çoktan, yerlere düşecek kadar zaman geçmiş, sen gelmemişsin. Mevsimler kovalamış birbirini ben hep aynı umutla beklemişim seni, sen gelmemişsin. Bu satırları okur okur da sevmem o yüzden. Müjdeni alsam da bir burukluk olur içimde. Gelince o kapıya bıraktıklarının kaçı orda olur çünkü. Kalbime mi ulaşırsın, aklıma mı yoksa ikisinden de zayıf, ikisinden de kopmuş bedenime yalnızca. Hangisindeyken kavuşuruz senle bilmem. O yüzden bir burukluk sarar içimi. Ama sen yine de gel. Ne olursa olsun, ne kadar zaman geçerse geçsin yine gel. Meyveler toprağa da düşse bekleriz birlikte başka baharları. Yağmurlar yağar birlikte izleriz seninle. Mevsimleri birlikte kovalarız. Her şeye ama her şeye rağmen yine de gel. Daha fazla gecikme..
Tüm özlediklerime...
.
https://youtu.be/ywSPH3_Vbx8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

For Nature